11 Haziran 2015 Perşembe

Milletin seçimine 1 gün kala...

Tanışma onuruna eriştiğim farklı siyasi, sosyal ve kültürel renkten olan tüm dostlar... Bana yadsınamaz değerler kattılar, minnettarım.
Yarın ki seçimin ideolojik, holigan bakışlardan uzak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum baştan beri.
Tarihe, politikaya, sosyolojiye vs ilginiz olmayabilir. Hatta herşeyden bir haber yaşıyorda olabilirsiniz ki ( Zaten bunu da olumayacaksınız demektir. ) 
Bu bir özür değildir.
Size seçeneksiz bir menü sunup, önünüze istemediğinizi servis edenlere karşı çaresizde olabilirsiniz. Sorun değil. Tepkisiz kalacak kadar lüksünüz yok. Mide bulantınızı kusarak giderebilirsiniz ama ya zehirlenmişseniz!
Yaşadığınız ve akıl varlığınıza kastedilen bu topraklara bir borcunuz olduğunu hatırlatmak isterim. Hasta edilmiş bu toprakların, tekrar ayağa kalkması için acil serviste serum vermeye çalışmayın, düzelmez. Herkesin aman hemen iyileşsin sabırsızlığı anlaşılabilir bir psikolojik dürtü ancak gerçek dışı. Bu bedenin tecavüze uğramış bağışıklık sistemini tekrar harekete geçirmek için ne; Ne idüğü belirsiz ve miladı dolmuş ilaçlara, ne koca karı kürlerine ne de placebo etkisine ihtiyaç var.
Bedensel aktiviteleri geri kazanmak için - bana da sevimli geldiğine emin olabileceğiniz - fabrika ayarlarına geri dönmemiz gerektiğine inanıyorum.
" sağlam kafa sağlam vücutta bulunur." özdeyişi her ne kadar rutubetli spor salonlarının sloganı olsa da, aslında doğrudur.
Bizlere sıradan gösterilen tüm rezaletlerden sıyrılıp, derin bir nefes ile karar verelim derim.
Fabrika ayarlarını kişiselleştirmek için sonradan vaktimiz olacaktır, öbür türlü ya yanlış ilaçtan ya koca karı küründen iş göremez raporu alacağız. Hoş daha kötüsü placebo etkisi ile sürdüğümüz bitkisel hayatı olağan görerek ölmekten beter olmak var.
Aklımızı kullanalım, akıl kullandırtalım.
Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder