4 Ağustos 2013 Pazar

Kıyakçı Kral

Gizli bir aşkın vardı senin
Yüzünü tam seçemediğin
Hamam sofralarından
Haber beklediğin

Elini sürmediğin bulaşıklar
Küf kokulu zem zem sularına yoldaş oldu

Çıplak ayak karanlıkta yürümeyi şectin
Olmayan patilerine
Görmeyen gözlerine
Umut bağladın
Nafile

Aradığın gerçek
Bıyığında ki yağlarda mesken kurmuştu 
Senin

Tokluğun sabah yellerine
Pislik katarken
Açlığın
Can alıyordu

Saklanmıştın sen
Küflenmiş çeyiz sandığında
Kız kurusu hayallere

Karşında arz-ı endam eden pireler ile
Nutuk atıyordun
Karalara fatmalara

Ne kelam ettin ki
Cinini bile esir ettin
Karanlık lambalarına

Çıkamadan
Veremeden sana
Çakma gazını

Göremeden
Ölemeden
Öldürdün

Sarhoş olamamanın sarhoşluğu
Seni eline esir etti

Az tükürük bol salya
Boşaltmaya çalıştın kinini
Ne yazık ki o da nafile

Bir yudumu çok gördün unutmaya
Kaybedilen oyunların tesellisine

Az gittin ama
Hiç gelemedin

Ermek istediğin alemi
Karabasan misali 
Çökerttin günlere, aylara
Ve umutlara

Bundan sonra
Bilmem ne olur

Öz suyun arşa varmadıkça
Ne dualar durur
Ne ahlar durur

Boğulmaya ramak kalan benliğin
Hem sana
Hem bana
Zindan olur

Cennetin çatısında
Cehennemin baş ucunda

Çakma kral
Sahte kral
Kıyakçı kral


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder