kafesteki
hayvanları görmeye koşarak giderdim.
anlamazdım
o günlerde.
ne
özgürlüğü,ne de ölümsüzlüğü.
bir
şiirdi yaşamak sanki.
bir
çay bahçesi idi,bordo ceketli garsonları ile.
bir
şişe gazoz ve çekirdek ne büyük rüşvetlerdi.
kafestekilerden
hiç farkım yoktu .
ne
güzel günlerdi onlar.
çadır
olan yorganlar.
kapaklardaki
gizli hediyeler,dünyayı vereceklerdi.
söz
vermişlerdi.
yağmur
ıslatmaz, kar üşütmezdi sanki.
çadırlar
beni meşhur eder, dünyayı gezdirirlerdi.
sınırlarımın
dikenli telleri bendim.
ta
ki acıyı öğrenene kadar.
çıkmaz
yolun sonunda kaledeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder